bugün
- çok üzgünüm sözlük8
- sık sık aldığınız iltifatlar12
- karıya kıza doymuş erkek11
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz11
- icardi190523
- erkolar kapatılsın11
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor9
- mühendis erkeklerin genel özellikleri17
- anın görüntüsü18
- maca sekiz11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı14
- nervio12
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz8
- türklerin çok kolay devlet kurması17
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur31
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- insan olmaya ceyrek kala13
- arda güler12
- etine dolgun kız8
- fatih terim9
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek16
- taktik verin16
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz22
- gecenin şarkısı10
- icardi1905 adamdır12
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz8
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi10
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri31
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- en obez özelliğiniz19
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması14
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması15
- risale i nur21
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- temiz oje sürmek8
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması17
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil36
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi14
- ruh varsa neden görünmüyor13
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması12
- okula bikiniyle gelen kız9
- sözlükteki erkek nüfusu9
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste24
- üstteki yazarla nereye gitmek isterdin8
entry'ler (338)
saçları her daim yağlıdır. bu adamı televizyonda her gördüğümde insanlığımdan utanıyorum.
motordur.
kemalisttir.
abartılmış bir futbolculuk kariyeri ve potansiyel başarılara gebe bir teknikdirektörlük mesleği... oyunu gerçekten iyi okuyor.
emo felsefesinde, sonsuz yasaya bir katılım olan doğal bir yasa vardır ve bu yasayla iyiyi ve kötüyü birbirinden ayırdeden çıkarımsal yanılsamalar vardır. ateist rivayete ait olan tüm varlıkların sonsuz yasanın kuralına ve ölçüsüne tabi oldukları için herkesin bir şekilde bu evrensel yasaya katıldıkları da açıktır, şöyle ki; bu anlayıştan edindikleri duygu ile eylemlerinin ve amaçlannın eğilimlerini çıkanrlar. Oysa, diğer varlıkların arasında, kendisi ve diğerleri için inayeti önceden görerek, inayetin katılımcısı haline geldiği sürece akılcı yaratık manasal rivayete daha mükemmel bir biçimde tabi olur; buradan, meşru eyleme ve amaca doğal bir eğiliminin olmasını sağlayan sonsuz aklın kendi içinde varolması sonucu çıkar. akılcı yaratık içinde sonsuz yasaya bu tür bir katılım, doğal yasa olarak adlandınlır. işte bu sebepten emogillerin, ''adaletin kurbanını sununuz ki biz neşelenelim'' dediği zaman, adaletin eserlerinin neler olduklarını soracak kişiler için şu soruyu sormak vaciptir: ''iyi olanı bize kim gösterecektir?'' ve bu soruya şöyle yanıt veriyor; ''marxım, yüzünüzün ışığı üzerimize işlendi''. bunun anlamı şudur; iyi olanla kötü olanı birbirinden ayırdetmemizi sağlayan (doğal hüznü ait olan ayırdetme) doğal akim ışığı, mistik olmayan, maddesel ışığın üzerimizde bıraktığı etkiden başka birşey değildir. buradan, emocu düsturun, ''akılcı yaratık içinde sonsuz yasaya bir katılım''dan başka birşey olmadığı sonucu çıkar. ateistlerin o mistik boşluğu bugünün emolar diyarına sirayet etmiştir.
sözlüğün entelektüel çıtasını yükseltmeye çalışan yazar.
bir saçmalıktan doğan şımarıklıktır özünde. din, ahlaksal şovanizmden vazgeçebilir. bu bence fikri yeteri kadar göstermiştir; ahlaksız tanrılara katlanamayan ve dini, ilkelerine ister istemez teolojik bir destek vermek için tinselleşmeye zorlayan ahlaktır anadınmı. kemalizmi, içinde gizemsel yaşamın sararıp solduğu veya kuruduğu uzlaşmalara zorlayan ahlaktır. ve ahlak bu ilişkiden kurtulmayı isteyeceği zaman, din buna, tanrılara ahlaklı olmalannı bu kadar kesin bir biçimde buyurduktan sonra vesayetlerinden o kadar kolaylıkla vazgeçilemeyeceği sekinde yanıt verecektir. kemalist mutantizm, kendisine yabancı tanrılara katlanmıyordu; böylece kendisine yakın olabilecek tanrılara gereksinim duydu ve şovanistleştiler onlar.
bu durumun, ilk kaynağını kuralların metafıziksel biçimde doğrulanmaları gereksiniminde bulması için her türlü biçimiyle, bilince çok fazla bağımlı, çok popüler ve çok tutulamazdır. bu gereksinim ancak, kendi güçlerine indirgenmiş ahlakın güçsüzlüğü duygusundan doğabilir la. ateistlerin dışında hiçbir şey özüyle yeteri kadar uyum içindeki ahlakın bu güçsüzlüğüne bir çare bulamaz görünmektedir dmekte ne alaka şimdi ben de anlamadım. kamusal güç yalnızca, eğilimi dayatmadan eylemi dayatan kaba bir yaptırımdan başka bir şey değildir. bu güç, adaletten nefret edenleri adalet yolunda kullanır ve zaten bu gücün ahlaksal gereksinimlerin yalnızca dar bir bölümüyle ilgisi vardır. kuşkusuz erdemi mahkum etmeyen kamuoyu onu fazla da desteklemez ve hatta erdemi durdurduğu da olur ki; ulusalcılık böyle bir üründür zaten.
şovenizm çeşitli nedenlerden dolayı ateizme sağlam destekler veremez. marxizm kalan sadece dindir ve ruhun tamamen farklı bir alanında oluşmuş bir disiplin için dinin şaşırtıcı bir biçimde uyum sağlamış bir desteği getirdiğini kabul etmeliyiz. kuşkusuz bu, öncelikle en uç güçsüzlüğüne uyum sağlamış olağanüstü güçtür, ama aynı zamanda bu birbirlerine tamamen özdeş öğretilerin mucizevi uyumudur. oysa bu, tam da ahlakın kaçınılmaz bir biçimde dış desteğe gereksinimi olduğu noktadır. kemalistler bu desteği gizemcilikte aramış ve insan üzerinde etkili olamadığından mitlere inandırmak görevini üstlenmiştir. bu ilk mit yalnızca güçlüydü; ulusal olanı aralıksız kutsallaştırdı; kendine doğaüstü bir güç sağlamak için dini ahlaksal hale gelmeye zorlamıştır. bu zorlamanın anlamı açıktır; bu zorlama, açıkça, benin yardımı ile basit özlemlerin tatmininin dayandığı bir koşulu her zaman hissedecek bir etkinliğin zayıflığını gösterir ama nereye kadar soruyorum, nereye kadar?
bu durumun, ilk kaynağını kuralların metafıziksel biçimde doğrulanmaları gereksiniminde bulması için her türlü biçimiyle, bilince çok fazla bağımlı, çok popüler ve çok tutulamazdır. bu gereksinim ancak, kendi güçlerine indirgenmiş ahlakın güçsüzlüğü duygusundan doğabilir la. ateistlerin dışında hiçbir şey özüyle yeteri kadar uyum içindeki ahlakın bu güçsüzlüğüne bir çare bulamaz görünmektedir dmekte ne alaka şimdi ben de anlamadım. kamusal güç yalnızca, eğilimi dayatmadan eylemi dayatan kaba bir yaptırımdan başka bir şey değildir. bu güç, adaletten nefret edenleri adalet yolunda kullanır ve zaten bu gücün ahlaksal gereksinimlerin yalnızca dar bir bölümüyle ilgisi vardır. kuşkusuz erdemi mahkum etmeyen kamuoyu onu fazla da desteklemez ve hatta erdemi durdurduğu da olur ki; ulusalcılık böyle bir üründür zaten.
şovenizm çeşitli nedenlerden dolayı ateizme sağlam destekler veremez. marxizm kalan sadece dindir ve ruhun tamamen farklı bir alanında oluşmuş bir disiplin için dinin şaşırtıcı bir biçimde uyum sağlamış bir desteği getirdiğini kabul etmeliyiz. kuşkusuz bu, öncelikle en uç güçsüzlüğüne uyum sağlamış olağanüstü güçtür, ama aynı zamanda bu birbirlerine tamamen özdeş öğretilerin mucizevi uyumudur. oysa bu, tam da ahlakın kaçınılmaz bir biçimde dış desteğe gereksinimi olduğu noktadır. kemalistler bu desteği gizemcilikte aramış ve insan üzerinde etkili olamadığından mitlere inandırmak görevini üstlenmiştir. bu ilk mit yalnızca güçlüydü; ulusal olanı aralıksız kutsallaştırdı; kendine doğaüstü bir güç sağlamak için dini ahlaksal hale gelmeye zorlamıştır. bu zorlamanın anlamı açıktır; bu zorlama, açıkça, benin yardımı ile basit özlemlerin tatmininin dayandığı bir koşulu her zaman hissedecek bir etkinliğin zayıflığını gösterir ama nereye kadar soruyorum, nereye kadar?
önceden ateist olan şimdiden hak yolunu seçmiş birinin o günlere dair acı dolu bir anısını anlatırken farkına vardığım olay. ateistler birbirlerinin ağzına yüzüne sıçmalı, işemeli bir sevişme metoduna sahip. tabi böyle olunca sınırlar zorlanır... tasvip etmiyoruz.
üç kere pıt pıt, üç kere tık tık, yüzünü mest et...
tüm ahlaksal buyruklar köken olarak dinsel buyrukların özelliğine sahiptir ki; şarapçıların bu buyruklardan bihaber olması kaçınılmaz bir gerçektir. ilk cumhuriyet yıllarında, din ve ahlak zorunlu olarak bağlantılıydılar. ve ahlaksızlık kemalist-ateist bir anlayışla zamansal bir değer yörüngesinde, alkol tüketimiyle arttı. her ahlakın başlangıcı dindedir zaten. Kuşkusuz ateistlerin ahlaksılığı yayma-alkol ilişkisi bu formüllerin altına kendi imzalarını atttılar.
Ama kemalistler aynı fikirde değil. ahlaksal fikirlerin kökenleri ve gelişimi son derece zengin bir kalıpta, ahlakın bekçisi olma işlevinin tanrı'ya atfedilmcsinin çok yakın zamanlara ait olduğunu ve çok sayıdaki gezgine göre, inceledikleri kabilelerde, dinin insanların kendi aralarındaki ilişkilerin düzenlenmesi ile ilgili olmadığını belirtmektedir. ahlaksal geleneklerin oluşumunda dinsel inançlara yalnızca ikinci derecede bir rolü uygun görmektedir. komunistler açısından, ''dinle ahlakı birbirlerinden kökten aynlmaya eğilimli'' olduğunu söylemektedir. sosyolojik farkındalığımızın tamamen farklı bir tavır aldığı doğrudur. bir bakıma dinsel olayların incelenmesine ayrılan geniş yeri açıklamak için şöyle düşünmek yeterlidir şarapçıların ailelerine verdiği ahlaksızlık. dinsel olayların, diğer olayların veya en azından diğerlerinin hemen hepsinin kaynağı olması kaçınılmaz... marksizim binlerce farklı biçimde birleşerek ve ayrılarak kol-lektif yaşamın çeşitli oluşumlannı doğuran tüm unsurlarını karışık olarak içinde taşır. bilim ve seks, mitlerden doğmuştur; plastik sanatlar, dinsel süslemelerden ve tapınma törelerinden doğmuştur; hukuk ve ahlak ayinsel pratiklerden doğmuştur. eğer, onların ilk biçimi olan dinsel inançlar bilinmezse bizim dünyayı betimlememiz, ruh, ahlak, yaşam üzerine olan felsefik görüşlerimiz anlaşılamaz. akrabalık, temel olarak dinsel bir bağ olarak başlamıştır; ceza, sözleşme, armağan, ödünleyici, sözleşmesel, topluluksal özverilerin değişikliğe uğramış biçimleridir. insansal düşüncenin ve etkinliğin tüm biçimleri içinde dinin en derin izini taşıyanı kuşkusuz ahlaktır. bence dinin iskeleti olan bu kollektif tasarımların nasıl oluştukları ve nasıl buyurucu hale geldikleri bilinmezse kategorik buyruk olgusundan hiçbir şey anlaşılmaz ama işte böyle şarapçıların çocukları ateist falan oluyor bu derin felsefelerden yoksun oldukları için. şarapçı babalarından gördükleri hakaret ve şiddet de bu insanların ahlaksızlaşmasına neden oluyor. ama onlar bunların farkında değil. çocukluğunda şevkat görmüş bir insan asla ateist olamaz...
Ama kemalistler aynı fikirde değil. ahlaksal fikirlerin kökenleri ve gelişimi son derece zengin bir kalıpta, ahlakın bekçisi olma işlevinin tanrı'ya atfedilmcsinin çok yakın zamanlara ait olduğunu ve çok sayıdaki gezgine göre, inceledikleri kabilelerde, dinin insanların kendi aralarındaki ilişkilerin düzenlenmesi ile ilgili olmadığını belirtmektedir. ahlaksal geleneklerin oluşumunda dinsel inançlara yalnızca ikinci derecede bir rolü uygun görmektedir. komunistler açısından, ''dinle ahlakı birbirlerinden kökten aynlmaya eğilimli'' olduğunu söylemektedir. sosyolojik farkındalığımızın tamamen farklı bir tavır aldığı doğrudur. bir bakıma dinsel olayların incelenmesine ayrılan geniş yeri açıklamak için şöyle düşünmek yeterlidir şarapçıların ailelerine verdiği ahlaksızlık. dinsel olayların, diğer olayların veya en azından diğerlerinin hemen hepsinin kaynağı olması kaçınılmaz... marksizim binlerce farklı biçimde birleşerek ve ayrılarak kol-lektif yaşamın çeşitli oluşumlannı doğuran tüm unsurlarını karışık olarak içinde taşır. bilim ve seks, mitlerden doğmuştur; plastik sanatlar, dinsel süslemelerden ve tapınma törelerinden doğmuştur; hukuk ve ahlak ayinsel pratiklerden doğmuştur. eğer, onların ilk biçimi olan dinsel inançlar bilinmezse bizim dünyayı betimlememiz, ruh, ahlak, yaşam üzerine olan felsefik görüşlerimiz anlaşılamaz. akrabalık, temel olarak dinsel bir bağ olarak başlamıştır; ceza, sözleşme, armağan, ödünleyici, sözleşmesel, topluluksal özverilerin değişikliğe uğramış biçimleridir. insansal düşüncenin ve etkinliğin tüm biçimleri içinde dinin en derin izini taşıyanı kuşkusuz ahlaktır. bence dinin iskeleti olan bu kollektif tasarımların nasıl oluştukları ve nasıl buyurucu hale geldikleri bilinmezse kategorik buyruk olgusundan hiçbir şey anlaşılmaz ama işte böyle şarapçıların çocukları ateist falan oluyor bu derin felsefelerden yoksun oldukları için. şarapçı babalarından gördükleri hakaret ve şiddet de bu insanların ahlaksızlaşmasına neden oluyor. ama onlar bunların farkında değil. çocukluğunda şevkat görmüş bir insan asla ateist olamaz...
yengemdir.
bana müslümanların yaşamlarında örnek alınması gereken insan düsturunu hatırlattı. harbiden düstur! edit: düstur.
aklınca ayar verdiğini zanneden yazar. çok gülümsetti beni. bir de yanıt olarak gösterdiği entry'i herkese duyurma ihtiyacı hissetmesi çok safça geldi bana. bir fikir de belirtseydi gam yemezdim.
edit: alıntıyı onun vermesini bekliyorum. bakalım olmayan alıntı nasıl verilir göreceğiz. sığ.
edit: alıntıyı onun vermesini bekliyorum. bakalım olmayan alıntı nasıl verilir göreceğiz. sığ.
seviyesizlik, bilime ve güzel ahlaka yeterince yer verilmemesi. yüzeysel yazarlarla dolu bir mekan olması.
tkp varken gereksiz bir parti. tkp nin oylarını bölüyorlar bence.
diğer kemalist arkadaşları tarafından hayıflanan kemalisttir. kemalist dediğin klasik müzik dinler.